Başmüvekkil İsmet Paşa Hazretlerine (Orijinal Metin)
K.ATATÜRK
Türkiye de arkeoloji yapacak yetişmiş insan olmadığı için devlet bursuyla yurt dışına öğrenciler gönderilmesini ister. Bu gönderilenler Atatürk ün yüzünü ak çıkarırlar. Ekrem Akurgal, Sedat Alp, Arif Müfit Mansel, Halet Çambel, bu dönemin bursiyerleridir.
Atatürk, bu topraklarda yaşamış eski uygarlıkların, belgeler bulunarak incelenmesini ister. Bunun gerçekleşmesi için, 15 Nisan 1931 yılında Türk Tarih Kurumu'nun kurulmasını sağlar. Kendinden sonra bu çalışmaların sekteye uğramaması için mirasının büyük bir bölümünü, araştırmalarda ve kazılarda kullanılmak üzere bu kuruma bırakır.
1935 yılı yaz aylarında,Milli Eğitim Bakanlığı'nın talimatıyla Avrupada arkeoloji okuyan ve tarih okuyan öğrencilerin iki ay süreyle Türkiye de kazılara katılma talimatı geldi. Berlin'den Halil Demircioğlu ve Sedat Alp ile Paris'ten Halet Çambel Orta Anadolu'da Türklerin idare Hitit kazılarına, Ekrem Akurgal ise Batı Anadolu antik çağ kazılarına katılma emrini aldılar. İki ay süreyle bütün Batı Anodolu'yu ve müzelerini bir arkeoloji öğrencisi olarak böylece ilk defa gezme fırsatını buldum. HER GİTTİĞİM YERDE, NEREDE KALACAĞIM PROGRAMLANMIŞTI. BAZI SEYAHATLERİMDE ÖZEL TAKSİ TUTMAM BİLE SAĞLANMIŞTI. Çok yararlı bir gezi oldu ve bana ileride yapacağım çalışmalar için, ilk düşüncelere girişmemi sağladı. Ord. Prof. Ekrem Akurgal ( Bir Arkeologun Anıları, TÜBA-1999 ) Türkiye de eski çağ tarihi ve arkeoloji bilimleri, ortaya çıkışlarını ve gelişmelerini Atatürk e borçludur.Ord. Prof. Ekrem Akurgal
1930 yazında Yalova'da Afet İnan'a söylediklerinden alıntıdır.
... "Çamurdan tuğla, çanak çömlek ilk insanın yaptığı eserler dendir. Hayvanları ehlileştirmek onlardan muhtelif suretlerle istifade etmek, hayvanları sürüler halinde bulundurmak, insanların ilk yaptığı işlerdendir. Ziraat de böyledir. Bundan başka insanlar bulundukları mıntıkaya göre kerpiçten, tuğladan veya taştan binalar yaptılar. Kanallar açarak bataklıkları kurutmak, muhtelif tarzda sulama usulleri de insanların ilk buldukları şeylerdendir. Güneşi ve yıldızları müşahede sayesinde takvimin esasını koyan, tabiatın en büyük kuvvet olduğunu keşfeden binlerce sene evvel yaşamış eski insanlardır. Gemi inşa eden ve denizlerde dolaşmak kabiliyetini de gösteren, ticaret etmesini öğrenen bu insanlardır. Bütün bu saydıklarımız dünyada ve bütün beşeriyette ilk medeni eserlerdir..."
Atatürk'ün emriyle ve kurduğu Türk Tarih Kurumunun desteğiyle, Ankara civarındaki Uygarlık Merkezlerinde kazı ve araştırmalar yapılır
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Millî Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip ile Ankara Ahlatlıbel'de arkeoloji çalışmalarını izlerken (5 Mayıs 1933)
Bu kazılarda Atatürk Cumhuriyetinin ilk Arkeologları, Tarihçileri, Sanat Tarihçileri, Filologları, Antropologları çalışır.Bu kazılarda, Alacahöyük'te, Hamit Zübeyr Koşay ve Remzi Oğuz Arık tarafından 22 Agustos 1935 te, Ankaranın simgesi olacak meşhur "GÜNEŞ KURSU" bulunur.
Atatürk, 1935 yılında Yalova deniz köşküne çağırdığı Afet İnan ve TTK Başkanı Hasan Cemil Çambel'e (Prof. Halet Çambel'in babası) 10 maddelik bir direktif dikte ettirir.
Her türlü kültürel ve arkeolojik belgelerin toplanma, koruma, restorasyonu için yeterli tedbirlerin alınması, gerekli kurumlarla işbirliği, yerel çevrelerin duyarlı olmaları, yalnızca kazıların yeterli olamayacağı, buluntuların restorasyon görerek korunmaları...10 Maddelik direktifi
3- Hükümet otoritelerinin ve belediyelerin yakın ilgi, takip ve mesuliyetleri altında Cumhuriyet Halk Partisi'nin Halk Evleri'ne ve parti organlarına açtıracağı sürekli ve usanmaz bir propaganda faaliyeti ile ve Basın Yayın Umum Müdürlüğü nezareti ve takibi altında günlük gazete ve mecmualarda yaptırılacak sürekli, tesirli, popüler neşriyatla, bu milli tarih mallarının asıl sahibi ılan Türk halkına muhafaza ettirmek,
4- Gerek içeride ve gerek dışarıdaki müzeler ve kütüphanelerde mevcut eski esrlerin ve tabloların kopyalarından koleksiyonlar vücuda getirmek.
5- Ankara, İstanbul, Bursa İzmir, Edirne de muayyen devirlere ve kültürlere ait eserleri toplayarak bu şehirleri büyük üslupta birer eski esrler ve abideler merkezi haline koymak,
6- Ecnebi tarih ekspedisyonların büyük sermayelerle başardıkları kazıları, ileride mali kudretimizin vüs atlı zamanında yapmak üzere, şimdilik, küçük mikyaslarda kazılar tertibi ile arkeolojik ve antropolojik araştırmalar ve keşifler yapmak,
7- Memleket içinde ve dışındaki mühim kazı ve keşif yerlerine seyahatler tertip ederek, bulunan tarihi eserler ve abideler üzerinde ilmi tetkikler yapmak, ( Bu kabsamda Afet İnan, 1933 yılı sonbaharında Yunanistan, Mısır. Filistin ve Suriye de arkeolojik incelemeler yapmış ve dönüşünde bu ülkelerdeki çalışmaları Atatürk e anlatmıştır)
8- Hükümete düşen işleri, bu projeleri uygulamakla görevli komisyonların Hükümet nezdinde takip etmeleri,
9- Yabancı bilim müesseleriyle ve otoriteleriyle, mütehassıslarla işbirliği kurmak,
10- Kültür Bakanlığının verimli yardımını, işbirliğini sağlamak.
Bu gibi fikirleri hala güncelliğini korumaktadır.
Tarih:1993-12-26 Aşagidaki mektup Amerikan Arkeoloji Enstitusu Baskani JamesRussel'in gectigimiz aylarda Ankara'da 15incisi duzenlenen"Uluslarasi Kazi, Arastirma ve Arkeometri Sempozyomu" ile ilgiliizlenimlerini anlatmakta. Bu mektup Amerikan Arkeoloji Enstitusunun yayin organi olan "Archeology" dergisinin Eylul-Ekim sayisindayayinlandi.Turkiye, bildiginiz gibi, arkeolojik açıdan dunyanin en zenginülkelerinden biri. Genelde Turkiye'de pek kamuoyuna ve basinayansımamasina ragmen, geçtigimiz yillarda ülkemizdegerceklestirilen bir çok kazı insanlık tarihinin bilinmeyen çesitliyönlerine açiklık getirdi. Hatta, bu kazılardan bir kısmı,kelimenin tam anlamı ile, medeniyet tarihinin yeniden yazılmasinaneden oldu(mesela Çatalhöyük). Turk Arkeologlar genelde Turk bilim adamları arasında uluslararasi düzeyde en iyi tanınan gurubu oluşturmaktalar. Bu hernekadar Türkiye'nin bulundugu cografyanın dogal bir neticesi gibi görünmekle beraber, bence esas neden özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında bizzat Atatürk'un teşvikleri bu konuda bir çokprofesyonelin yetişmiş olmasıdır. 1920 ve 1930'larda yurtdısına(Almanya'ya) doktora için gönderilen ögrenciler, ve daha sonra ikinci dünya savası sırasinda Türkiye'ye sıgnınan Alman profesörler Türkiye'de güçlü bir arkeoloji temelinin oluşmasınısaglamışlardır
Prof. Kutlu EMRE'nin XVIII. "Uluslararası Çorum Hitit Festivali" ndeki konuşmasından alıntıdır.
"ALACAHÖYÜK kazılarının asıl önemi Cumhuriyet dönemi bilim politikalarına ışık tutmasıdır. Bilindiği gibi Büyük Atatürk Cumhuriyet'in kuruluşundan hemen sonra her alanda olduğu gibi bilimde arkeolojide de dünyanın uygar ülkeleri düzeyinde olmayı hedef göstermiştir. O, hangi dönemde yaratılmış olursa olsun, bir ülkenin yer üstünde veya toprak altında bulunan tüm kültür varlıklarına, birer tapu senedi gibi sahip çıkılmasının gerekli olduğunun bilincindeydi.ALACAHÖYÜK kazıları Atatürk'ün kişisel desteğiyle başladı. Atatürk Türk Tarih Kurumu'nu kurdurarak Alacahöyük kazılarının en iyi şartlarda yapılmasını sağladı.Bu kazılar daha onun sağlığında verdiği parlak sonuçlar ile Türkiye Cumhuriyetinin adının bilim aleminde yerini almasına neden olmuştur. O, bu sonuçlara o kadar önem vermiştir ki, Meclisin açılış konuşmasında bu kazılar üzerinde önemle durmuş, İstanbul'da toplanan Uluslar arası Tarih Kongresine katılarak, dünya bilim adamlarının değerlendirmelerinden ülkesi adına gurur duyduğunu açıklamıştır"
Etiketler: Arkeoloji
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa